Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
- It is not my intent to hurt you in any way.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
- I have no intention of meddling in your affairs.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
- I need to know your intentions.
Onların amaçları açıktır.
- Their intentions are obvious.
Tom yapmak istemediği bir şey yapmaya niyetli değildi.
- Tom had no intention of doing anything he didn't want to do.
İyi niyetli olduğuna eminim.
- I'm sure your intentions are pure.
Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi.
- She watched the birds intently and joyfully.
Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi.
- Everyone but Tom listened intently.
Evet, bunu kasıtlı yaptım.
- Yes, I did this intentionally.
Onun kasıtlı olmadığına eminim.
- I'm sure that wasn't intentional.