Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
Dante'nin Milton'dan daha iyi olduğunu düşünüyorum.
- I think Dante is better than Milton.
Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
Onlar üç binden fazla denizciyi öldürdü
- They killed more than three thousand sailors.
Çocuklar Günü'nde 50'den fazla bisiklet bağışlandı.
- On Children's Day, more than 50 bicycles were donated.
Bağış için teşekkürler.
- Thank you for the donation.
Bu yıl geçen yıla göre daha fazla kar olup olmayacağını merak ediyorum.
- Will we have more snow this year than last year I wonder.
Bu yıl geçen yıla göre daha az kaza vardı.
- There were fewer accidents this year than last.