O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
- He accused me of being a liar.
O cinayetle suçlanıyor.
- He is accused of murder.
Sami, Leyla'yı asla bir suçla itham etmedi.
- Sami never accused Layla of a crime.
Yakınlarını kayırmakla itham ediliyor.
- She was accused for nepotism.
Sanık, hakkındaki iki suçlamadan beraat etti.
- The accused was acquitted on two of the charges.
Beni hiçbir şeyle suçlama.
- Do not accuse me of anything.