Finish baking the pie.
- Pastayı pişirmeyi bitirin.
Behind the house there is a brick oven for baking bread.
- Evin arkasında ekmek pişirmek için bir tuğla fırın var.
My mother is busy cooking dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
Many people prefer to cook with butter instead of oil.
- Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
She takes cooking lessons once a week.
- Haftada bir kez yemek pişirme dersleri alır.
She is quite ignorant of cooking.
- O, yemek pişirmede oldukça bilgisizdir.
We boil water to cook spaghetti.
- Biz spagetti pişirmek için su kaynatıyoruz.
You boil water to cook eggs.
- Yumurtaları pişirmek için suyu kaynatırsın.
My mother is busy cooking dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
Shall I cook dinner for you?
- Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
This style of cooking is peculiar to China.
- Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.
Mother is busy cooking the dinner.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
The best cookies I've ever eaten are the ones that your mother baked for me.
- Benim şimdiye kadar yediğim en iyi kurabiyeler annenin benim için pişirmiş olduklarıdır.
Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
- Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
Tom became interested in baking when he was very young.
- Tom çok gençken fırında pişirmekle ilgilenmeye başladı.
Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them?
- Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?
Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
- Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
The two boys cooked their meal between them.
- İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.