O benim en sevdiğim deyiş.
- That's my favorite saying.
Deyiş bize oldukça tanıdık.
- The saying is quite familiar to us.
Zamanın para olduğunu söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that time is money.
Hiçbir şey söylemeden uzun bir süre konuşmak mümkündür.
- It is possible to talk for a long time without saying anything.
Tom yiyemeyecek kadar çok yorgun olduğunu söyleyerek akşam yemeğini geçiştirdi.
- Tom skipped dinner saying he was too tired to eat.
O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.
- He began by saying that he would not speak very long.
Sen hiç yalan söyleme hırsızlığa götürür sözünü duydun mu?
- Have you ever heard the saying: Lying leads to thieving?
Tom bir söz söylemeden ayrıldı.
- Tom left without saying a word.
Ben onun öyle söyleyişini hatırlıyorum.
- I recollect his saying so.
Söylediğinin anlamı yok.
- What you are saying does not make sense.
O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.
- He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning.
Az önce söylediğin şey bana eski bir atasözünü hatırlatıyor.
- What you have just said reminds me of an old saying.
Bu atasözü bir gecede popüler oldu.
- This saying became popular overnight.
En sevdiğin özdeyiş nedir?
- What's your favorite saying?