Babama fotoğrafımı çektirdim.
- I had my photograph taken by my father.
Bir fotoğrafçı, benim evimin bir fotoğrafını çekti.
- A photographer took a photograph of my house.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
- All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
Görevim belgeleri fotoğraflamak.
- My mission is to photograph the documents.
O bir fotoğrafik hafızaya sahip.
- She has a photographic memory.
Tom fotoğrafik bir hafızaya sahip.
- Tom has a photographic memory.
She photographs well. The camera loves her.
This shop stocks all the latest photographic equipment.
I hope it is an old picture or a very beautiful photomontage.
- I hope it is an old photograph or a very beautiful photomontage.
Who's the photographer?
- Who is the photographer?