Tom'un perspektifi yok.
- Tom has no perspective.
Neden senin perspektifin çok değişti?
- Why has your perspective changed so much?
Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
- I share his political perspective.
Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.
- We should consider the problem from a child's perspective.
Güneş sarıdır. Bu sizin bakış açınıza bağlı. Ben sarılığın güneşli olduğu fikrindeyim.
- The sun is yellow. That depends on your perspective. I am of the opinion that yellowness is sunny.
Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
- You need to get a new perspective.
You can put your worries into perspective when you realise how many people in the world are so much worse off than you.
... perspective. ...
... That gives me a perspective on universities, ...