Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
- Maybe we can make a deal.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Belki onlar mutlu olabilirler.
- Maybe they can be happy.
Belki bir ressam olabilirim.
- Maybe I should become a painter.