The time-bomb exploded with a loud noise.
- Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.
The news caused him to explode with anger.
- Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
A mighty cheer burst from the crowd.
- Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.
The volcanic eruption threatened the village.
- Volkanik patlama köyü tehdit etti.
Famine followed upon the eruption of the volcano.
- Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.
The bomb exploded with a blinding flash.
- Bomba kör edici bir parlamayla patladı.
It exploded with a loud noise.
- O, bir gürültü ile patladı.