How could it have exploded?
- Nasıl patlamış olabilir?
Our water pipes burst.
- Bizim su boruları patlamış.
Would you like some popcorn?
- Biraz patlamış mısır ister misiniz?
Tom took a handful of popcorn from the bowl.
- Tom kaseden bir avuç patlamış mısır aldı.
I'd explain it to you, but your brain would explode.
- Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.
The news caused him to explode with anger.
- Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
Our water pipes burst.
- Bizim su boruları patlamış.
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
Violence erupted all over the city because of the food shortages.
- Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.
In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country.
- 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.
It exploded with a loud noise.
- O, bir gürültü ile patladı.
The bomb exploded with a blinding flash.
- Bomba kör edici bir parlamayla patladı.