Kendimi ihanete uğramış hissediyorum ama yine de onu seviyorum.
- I feel betrayed, but I still like her.
Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
- Mary felt betrayed and humiliated.
Güvendiğim adam bana ihanet etti.
- The man I trusted betrayed me.
Onun güvenine ihanet etti.
- She betrayed his trust.