O, partilerde garip ve çekingendi.
- She was awkward and reserved at parties.
Bill oldukça çekingendir.
- Bill is quite reserved.
Tüm koltuklar ayırtılmış.
- All the seats are reserved.
Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık.
- We have reserved a lot of food for emergencies.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Bill oldukça içine kapanıktır.
- Bill is quite reserved.
Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
- The privilege is reserved exclusively for women.
Trende ayrılmış koltuklar var mıdır?
- Are there reserved seats on the train?
Tom ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is reserved, isn't he?
Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi?
- Tom is quite reserved, isn't he?