Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.
- It had an effect very different from the one intended.
Bu Tarih ders kitabı lise öğrencileri için tasarlanmış.
- This History textbook is intended for High school students.
Sanırım bu sizin için tasarlanmış.
- I think this was intended for you.
Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.
- Books intended for young people will sell well.
Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.
- This textbook is intended for foreign students.
İşler planlandığı gibi gitmedi.
- Things did not go as intended.
O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
- He intended to have visited Naples last year.