Bu köyün nüfusu azalmıştı.
- The population of this village had decreased.
Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
- Illegal logging has decreased considerably.
Gelirim yüzde on azaldı.
- My income has decreased ten percent.
1990'dan beri metan salımları %11 oranında azalmıştır.
- Since 1990, methane emissions have decreased by 11%.