Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
- The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
- Illegal logging has decreased considerably.
Gelirim yüzde on azaldı.
- My income has decreased ten percent.
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.