passed away; dead; gone

listen to the pronunciation of passed away; dead; gone
Английский Язык - Турецкий язык

Определение passed away; dead; gone в Английский Язык Турецкий язык словарь

deceased
{s} merhum

O her düğünde bir koca ve her cenazede merhum olmak istiyor. - He wants to be a husband at every wedding, and the deceased at every funeral.

Merhumu uzun süredir tanırdım. - I knew the deceased for a long time.

deceased
{f} öl

Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti. - He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.

İmparator ölülerin ruhları için dua etti. - The Emperor prayed for the souls of the deceased.

deceased
ölü

Fadıl evinde ölü bulundu. - Fadil was found deceased in his apartment.

İmparator ölülerin ruhları için dua etti. - The Emperor prayed for the souls of the deceased.

deceased
ol(mek)
deceased
{s} ölmüş

Sami yerde ölmüş bulundu. - Sami was found deceased on the floor.

deceased
{s} rahmetli

Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum. - I often think about my deceased mother.

O, rahmetli babamın bir portresidir. - It's a portrait of my deceased father.

Английский Язык - Английский Язык
deceased