Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
- My father works for a factory.
Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.
- Tom works for a large factory.
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
- This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
Picasso'nun çalışmalarını severim.
- I like the works of Picasso.
Tom'un eserlerde çok sayıda projesi var.
- Tom has a lot of projects in the works.
Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir.
- This book is one of the poet's best works.
O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
- He works for a plumbing company.
Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
- We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
Ben atölyede çalışıyorum.
- I am working at the workshop.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor.
- Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.
Birisi işleri baltaladı.
- Someone's put a spanner in the works.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.
- Tom works out in a gym near his house.
Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır.
- Tom is not a lazy boy. As a matter of fact, he works hard.
O, eniyi bu işi yapar.
- He works best at this job.