Ebeveynlerinin görüşü onun kazandıklarını aptal bir kıza harcamasıydı.
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
Onlar her zaman ebeveynlerine itaat etmiyorlar.
- They don't always obey their parents.
Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.
- In the Aymara culture, respecting one's parents is fundamental.
Komite öğretmenlerden ve velilerden oluşur.
- The committee is composed of teachers and parents.
Tom veli görüşmesine gitti.
- Tom went to the parent-teacher meeting.
Ailen anlarsa başın belaya girer.
- You'll get into trouble if your parents find out.
Ebeveynleri onun sınavdaki başarısından memnunlardı.
- His parents were glad at his success in the examination.
Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.
- He just moved into an apartment he inherited from his parents.
Bazı ana babalar çocukları hakkında gereksiz yere endişelenirler.
- Some parents worry unnecessarily about their children.
Fazladan bir parantez eklediniz.
- You added an extra parenthesis.
Bu ifadeyi parantezler içine koymalısın.
- You should put this phrase in parentheses.
Leyla ailesi tarafından, özellikle de annesi tarafından sosyal olarak soyutlanmıştı.
- Layla was socially isolated by her parents, especially her mother.
O, Amerikan soyundandır.
- She is of American parentage.
Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.
- In this group, there are my parents and my relatives.
Tom ve Mary ana-babası bir intihar bombacısı tarafından öldürülmüş iki çocuğu evlat edindiler.
- Tom and Mary adopted two children whose parents had been killed by a suicide bomber.
Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.
- He just moved into an apartment he inherited from his parents.
Ebeveyninin senin gitmene izin vereceğinden emin misin?
- Are you sure your parents will allow you to go?
Onun ebeveyninin sağlığı hakkında endişelidir.
- He is concerned about his parent's health.