Afedersiniz, bu alanda bir ATM var mı?
- Pardon me, is there an ATM in this area?
Afedersiniz, tuvaletiniz nerede?
- Pardon me, where is your restroom?
Geç kaldığım için bağışlayın.
- Pardon me for coming late.
Sözünü kestiğim için özür dilerim.
- Pardon me for interrupting you.
Sorduğum için özür dilerim.
- Pardon me for asking.
Affedersiniz, ama o benim raketim.
- Pardon me, but that is my racket.
Affedersiniz, boş olduğunu düşündüğüm için odaya girdim.
- Pardon me, I came in because I thought the room was free.
Söze karıştığım için pardon.
- Pardon me for interrupting.
Pardon, buralarda bir yerde bir ATM var mı?
- Pardon me, is there an ATM somewhere around here?
Pardon me, I didn't hear you.
Pardon me for stepping on your foot.