Kimseye para borçlu olmak istemiyorum.
- I never want to owe money to anyone.
Borçlandığı parayı geri ödemek istiyor.
- He wants to pay back the money he owes.
Tom'un bize borçlandığı parayı aldım.
- I got the money Tom owed us.
Tom'un bize borçlandığı parayı aldım.
- I got the money Tom owed us.
Hükümet milyonlarca dolar borçlandı.
- The government owed millions of dollars.
Ona senin bana borçlu olduğundan çok daha fazlasını ben sana borçluyum dedim. Sana nişanlımın hayatını borçluyum, Mary.
- I owe you much more than you owe me, I said to him. I owe you the life of my fiancee, Mary.
Thanks for the help, Bill - I owe you one.
O, borçlu olduğu parayı ona uzattı.
- She handed him the money that she owed him.
O, çok miktarda para borçluydu.
- He owed large amounts of money.
... We owe a great deal to our fish ancestors. ...
... So, rockets, the motion of planets, and even buildings in Manhattan, all of them owe their ...