Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
- Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Henüz her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till the fat lady sings.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Borçları 1,000 doların üstündedir.
- His debts amount to over $1,000.
Tom sonunda okul yılının bittiğine memnun.
- Tom is glad the school year is finally over.
Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
- Lincoln was glad the celebrations were over.
Tom çok fazla yediği için hastalandı.
- The reason Tom got sick was because he overate.
O, çok fazla iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.
- He painted the door over white.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
- I drank the milk that was left over from breakfast.
Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.
- Exports in January were up 20% over the same period of last year.
Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
- The church is on the hill overlooking the city.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
- Delegates voted over and over again.
O makaleyi tekrar tekrar okudu.
- He read the article over and over again.
Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.
- We talked about the question over a cup of coffee.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Açıkçası, ben fazlaca endişeli değilim.
- Frankly, I'm not overly concerned.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Ben onun üstünden tekrar gitmek istemem.
- I don't want to go over it all again.
O, başımın hemen üstünden gitti.
- That went right over my head.
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
Keşke bu tamamen bitse.
- I wish this was all over.
Bana sorarsanız bu tamamen abartılı.
- If you ask me, it's completely overblown.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Yeniden başlamalıyım.
- I have to start over.
Yeniden başlayamazsın.
- You can't start over.
Tom Mary'yi her yere götürdü.
- Tom drove Mary all over the place.
Tom her yere baktı ama gizli kapıyı bulamadı.
- Tom looked all over, but he couldn't find the secret door.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.
- What with overwork and poor meals, she fell ill.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.
- There are over 2,500 types of snakes in the world.
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
- She can't be over thirty; she must still be in her twenties.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Tom başının üstünde gibi hissetti.
- Tom felt like he was in over his head.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
Dünyanın her yerine seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel all over the world.
Babam hava yoluyla dünyanın her yerine seyahat etti.
- My father traveled all over the world by air.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
Dünyanın her yerinden insanlar İngilizcenin öğrenmek için zor olduğunu söylüyorlar.
- People from all over the world say that English is difficult to learn.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
O, 30 yaşın üstünde ama yine de mali açıdan ailesine bağlı.
- He's over 30 but still financially dependent on his parents.
Bizim için artık yolun sonu.
- It's all over for us.
2014 Sochi Kış olimpiyatları artık bitti.
- The 2014 Sochi Winter Olympics are now over.
Yüksek bir kum tepeciğinden bütün adayı görebildim.
- From the tall dune I could see over the whole island.
Şuradaki yüksek binayı görüyorsun değil mi?
- You see that tall building over there, don't you?
Bütün gece boyunca dağlarda dolaşıyordum.
- I was roaming over the mountains all through the night.
Tom kış boyunca kilo aldı.
- Tom gained weight over the winter.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Aşırı derecede yorgun değildim.
- I wasn't overly tired.
Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.