Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
- The dog jumped over the fence into the garden.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Oğlu kayalıkların üstüne düştü.
- His son fell over the cliff.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
- Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
Oğlunun ölümü üzerine ağladı.
- She wept over her son's death.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Tom başının üstünde gibi hissetti.
- Tom felt like he was in over his head.
Borçları 1,000 doların üstündedir.
- His debts amount to over $1,000.
Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
- Lincoln was glad the celebrations were over.
İlkbahar bitti ve yaz geldi.
- Spring is over and summer has come.
O, çok fazla iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
O başladığı işle çok çok fazla para kazanıyor.
- She's making money hand over fist with the business she started.
Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.
- He painted the door over white.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Kahvaltıdan kalan sütü içtim.
- I drank the milk that was left over from breakfast.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
- Tom heard a helicopter overhead.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
- The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
- Delegates voted over and over again.
Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.
- I say the same thing over and over.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
- Let's not go over that again.
Soğuk bir bira hakkında konuşalım.
- Let's talk over a cold beer.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than one month to get over my cold.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Bölüm 14'ü okumanız gerekiyordu. O sizin hafta sonu boyunca ev ödevinizdi.
- You were supposed to read Chapter 14. That was your homework over the weekend.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
Tom onun üstünden geçecek.
- Tom will get over it.
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
Onun dersi tamamen benim anlamayacağım kadar zor.
- Her lecture was completely over my head.
Keşke bu tamamen bitse.
- I wish this was all over.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Tom, Meryem ile buluşunca yeniden doğmuş gibi oldu.
- Tom turned over a new leaf when he met Mary.
Yeniden başlayamazsın.
- You can't start over.
Tom her yere baktı ama gizli kapıyı bulamadı.
- Tom looked all over, but he couldn't find the secret door.
Bir taşa takıldım ve yere düştüm.
- I tripped over a stone and fell to the ground.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Aşırı çalışma ve yetersiz yemeklerden dolayı, o hastalandı.
- What with overwork and poor meals, she fell ill.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.
- There are over seven thousand languages in the world.
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
- She can't be over thirty; she must still be in her twenties.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Dünyanın her yerine seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel all over the world.
Babam hava yoluyla dünyanın her yerine seyahat etti.
- My father traveled all over the world by air.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
Bizim için artık yolun sonu.
- It's all over for us.
Sanırım o artık bitti.
- I think it's over now.
Şuradaki yüksek binayı görüyorsun değil mi?
- You see that tall building over there, don't you?
Oradaki yüksek binayı görüyor musun?
- Do you see that tall building over there?
Bütün gece boyunca dağlarda dolaşıyordum.
- I was roaming over the mountains all through the night.
Tom hafta sonu boyunca okumak için kütüphaneden bazı kitaplar ödünç aldı.
- Tom borrowed some books from the library to read over the weekend.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.