Televizyon olmadan yaşayamam.
- I can't live without a TV.
Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi.
- Farragut captured New Orleans without a fight.
Mütevazilik olmaksızın cesaret tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
Dan'in idam cezası şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapse çevrildi.
- Dan's death sentence was commuted to life in prison without parole.
O olmadan bunu yapamam.
- I can't do this without him.
İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.
- I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals.
Neye ihtiyacınız olduğunu söylerseniz ve ben onsuz nasıl idare edeceğinizi söylerim.
- Tell me what you need and I'll tell you how to get along without it.
Onsuz yaşamayı öğrendim.
- I learned to live without her.
Kataloglardan sipariş verme evden ayrılmanızı gerektirmeden size zaman para kazandırır.
- Ordering from catalogs saves you time and money without requiring you to leave the house.
Sizin yardımınız olmadan onu yapamazdım.
- I couldn't have done that without your help.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
Life goes on within you and without you. - George Harrison - Sgt Pepper.