out of tune

listen to the pronunciation of out of tune
Английский Язык - Турецкий язык
uyumsuz

O uyumsuz şarkı söylüyor. - She sings out of tune.

Tom'un evinin içindeki piyano uyumsuz. - The piano in Tom's house is out of tune.

akordu bozuk
akortsuz

Piyano akortsuzdu; çok kötü ses veriyordu. - The piano was out of tune; it sounded very bad.

Tom sık sık akortsuz şarkı söyler. - Tom often sings out of tune.

ahenksiz

Ahenksiz şarkı söylesen bile, bize katıl. - Even if you sing out of tune, join us.

geçimsiz
akortu bozuk
dirty
{s} kirli

Yer partiden kalanlar yüzünden dağınıktı: Yırtık gürültüyapıcılar, kırışık parti şapkaları, ve kirli Power Ranger tabakları. - The floor was strewn with party favors: torn noisemakers, crumpled party hats, and dirty Power Ranger plates.

O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek. - That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school.

dirty
pis

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. - If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

Tom, Mary'ye pis pis baktı. - Tom gave Mary a dirty look.

dirty
{f} kirlenmek

Tom kirlenmekten korkmuyor. - Tom isn't afraid to get dirty.

dirty
{s} edepsiz

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam. - I know some dirty jokes, but I don't tell them.

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam. - I know some dirty jokes, but I never tell them.

dirty
{s} aşağılık
dirty
çepel
dirty
(hava) bozuk
dirty
alçakça
dirty
iğrenç

Tom'un ayakkabıları iğrenç. - Tom's shoes are dirty.

Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı. - The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.

dirty
(Tekstil) 1. pis, kirli 2. pisletmek, kirletmek
out-of-tune
akortsuz
dirty
(sıfat) pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı
dirty
{s} fırtınalı
dirty
{s} iğrenç, çirkin
dirty
(fiil) kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak
dirty
bozuk fazla miktarda radyoaktif zerreler yayan
dirty
{f} bulaştırmak
dirty
argo yanında esrar bulunan
dirty
murdar
Английский Язык - Английский Язык
not in agreement, especially in musical pitch

The violins go out of tune in damp weather.

sing not in the proper musical key; be adjusted improperly, be out of key
dirty

You need to tune that guitar, the g string sounds dirty.

out of tune

    Турецкое произношение

    aut ıv tun

    Антонимы

    in tune

    Произношение

    /ˈout əv ˈto͞on/ /ˈaʊt əv ˈtuːn/

    Этимология

    [ 'aut ] (adverb.) before 12th century. Middle English, from Old English ut; akin to Old High German uz out, Greek hysteros later, Sanskrit ud up, out.
Избранное