O onu dışarı kışkışladı.
- She shooed him outdoors.
Bugün, dışarıda uyumak zorundayız.
- Today, we have to sleep outdoors.
Hiç kimse soğuk bir günde dışarıda çalışmak istemez.
- Nobody wants to work outdoors on a cold day.
Dışarıda hava kararıyor.
- It is getting dark outdoors.
Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.
- Tom doesn't have much interest in outdoor sports.
Tom açık havayı çok seviyor.
- Tom loves being outdoors.
Tom açık havada olmayı sevdi.
- Tom loved being outdoors.
Gençken açık havada olmayı severdim.
- I loved being outdoors when I was younger.
Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.
- Tom doesn't have much interest in outdoor sports.
Tom açık havada olmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Tom seems to enjoy being outdoors.