There was a terrible accident on the freeway.
- Otobanda korkunç bir kaza vardı.
I never really thought about this until now, but the lane markers on the freeway are surprisingly long.
- Ben gerçekten şimdiye kadar bunun hakkında hiç düşünmedim ama otobandaki şerit belirteçleri şaşırtıcı biçimde uzun.
He maintained a steady speed on the highway.
- Otobanda sabit bir hızda kaldı.
There was a wreck on the highway.
- Otobanda bir enkaz vardı.
Tom tried to impress Mary by driving very fast on the Autobahn, but it didn't work.
- Tom otobanda çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı ama işe yaramadı.
There's no speed limit on the Autobahn in Germany.
- Almanya'da otobanda hız sınırı yok.
This expressway connects Tokyo with Nagoya.
- Bu otoban Tokyo'yu Nagoya ile bağlar.
You need to have exact change to pay the toll of the expressway.
- Otoban geçiş ücretini ödemen için tam değişime sahip olmalısın.
The restaurant stands at the junction of two superhighways.
- Restoran iki otobanın kavşağında bulunur.
The Internet was also called the information superhighway in the 1990s.
- İnternet aynı zamanda 1990'larda bilgi otobanı olarak adlandırıldı.