The truth will come out.
- Gerçek ortaya çıkacak.
Tom doesn't want the truth to come out.
- Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.
A new difficulty has arisen.
- Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
Some unexpected difficulties have arisen.
- Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.
This tradition arose in China.
- Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
How did this misunderstanding ever arise?
- Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
- Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.