Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- My mother looked at me with tears in her eyes.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.
- By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.
Tom'un gözlerinde terör bakışını gördüm.
- I saw the look of terror in Tom's eyes.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- Mother looked at me with tears in her eyes.
Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.
- My mother looked at me with tears in her eyes.
Tom'un delikli bir kaşı var.
- Tom has a pierced eyebrow.
Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
- His eye was swollen and his nose was bleeding.
Ben normal görüşe sahibim.
- I have normal eyesight.
Görüş yeteneğim bozulmaya başlıyor.
- My eyesight is beginning to fail.