John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı.
- John jumped to his feet the moment the bell rang.
Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.
- She was just about to take a bath when the bell rang.
Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
- Tom heard the temple bell in the distance.
Kilise çanını her sabah duyabiliriz.
- We can hear the church bell every morning.