Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.
Onun söylediğine karşıyım.
- I'm opposed to what he said.
Ben bu projeye karşıyım.
- I am against this project.
Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
- If God is with us, then who can be against us?
O, sözleşmeye aykırıdır.
- That's against the contract.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
... as opposed to maybe only one. ...
... engineer's design was faulty, as opposed to the ...