Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.
- You shouldn't miss the opportunity to see it.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
- One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.
Tom başka bir şansı hak ediyor.
- Tom deserves another opportunity.
... the opportunity to cap the monthly student loan payments ...
... in which we have the opportunity to start bringing down cost, as opposed to just ' ...