Yani, Çin ulusuna karşı daha anlayışlıyım.
- That's to say, I have a better understanding of the Chinese nation.
Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
- This book is above my understanding.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Onlar bir anlaşmaya vardı.
- They came to an understanding.
Bizim bir anlaşmamız var.
- We have an understanding.