We are giving a farewell party for him tonight.
- Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.
- Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.
You need to be there for him.
- Onun için orada olman gerekiyor.
The question is who will go there for him.
- Sorun onun için oraya kimin gideceğidir.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.