His name is Tomoyuki Ogura.
- Onun adı Tomoyuki Ogura.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
She promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
Her hands were as cold as ice.
- Onun elleri buz kadar soğuktu.
The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
- Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
She was advised by him not to go there by herself.
- Onun tarafından oraya tek başına gitmemesi tavsiye edildi.
Tom was going to be transferred to Boston, but they decided to fire him instead.
- Tom Boston'a transfer edilecekti fakat onun yerine onu kovmaya karar verdiler.
May I return the car instead?
- Onun yerine, arabayı iade edebilir miyim?
Instead of him, my brother was arrested.
- Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.
- Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.
How much did you pay for him?
- Onun için ne kadar ödedin?
I should've been there for him.
- Onun için orada olmalıydım.
I should've been there for her.
- Onun için orada olmalıydım.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
O foolish Galatians, who hath bewitched you, that ye should not obey the truth, before whose eyes Jesus Christ hath been evidently set forth, crucified among you? -- Galatians 3:1.
O foolish Galatians, who hath bewitched you, that ye should not obey the truth, before whose eyes Jesus Christ hath been evidently set forth, crucified among you? -- Galatians 3:1 (King James version).