one who testifies to what (s)he has seen, heard or otherwise observed

listen to the pronunciation of one who testifies to what (s)he has seen, heard or otherwise observed
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one who testifies to what (s)he has seen, heard or otherwise observed в Английский Язык Турецкий язык словарь

witness
{f} tanık olmak
witness
şahadet etmek
witness
kanıtlamak
witness
delil
witness
göstermek
witness
{i} tanık

O cinayete tanıklık etti. - He witnessed the murder.

Tanık onun adını açıkladı. - The witness stated his name.

witness
{i} şahit

Onu şahit gösteremeyiz. - We can't produce him as a witness.

Aslında trafik kazasına şahit olmadım. - Actually, I did not witness the traffic accident.

witness
{f} şahitlik etmek
witness
i. tanık, şahit. f
witness
tanıt
witness
{f} kabul etmek
witness
{i} tanıklık

Tek tanığımız tanıklık yapmayı reddediyor. - Our only witness is refusing to testify.

O cinayete tanıklık etti. - He witnessed the murder.

witness
{f} onaylamak
witness
şehadet etmek
witness
witness box witness stand tanık kürsüsü
witness
(fiil) şahit olmak, tanık olmak, şahitlik etmek, sahne olmak, onaylamak, kabul etmek
Английский Язык - Английский Язык
witness
one who testifies to what (s)he has seen, heard or otherwise observed

    Расстановка переносов

    one who testifies to what (s)he has seen, heard or oth·er·wise ob·served

    Произношение

Избранное