one who peddles illicit drugs, especially to teenagers

listen to the pronunciation of one who peddles illicit drugs, especially to teenagers
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one who peddles illicit drugs, especially to teenagers в Английский Язык Турецкий язык словарь

dealer
satıcı

Satıcı bir araba satmak istiyor. - The dealer wants to sell a car.

Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi. - The convicted drug dealer was willing to comply with the authorities to have his death sentence reduced to a life sentence.

dealer
dağıtıcı/satıcı
dealer
{i} (belirli bir şeyin) ticaretini yapan kimse, tüccar, satıcı: a dealer in old stamps eski pul satıcısı
dealer
(İnşaat) yetkili temsilcisi
dealer
{i} iskambil kâğıtlarını dağıtan
dealer
torbacı
dealer
(Ticaret) toptancı
dealer
(Ticaret) bayii
dealer
(Ticaret) alım satımcı
dealer
(Ticaret) alım satım yapan kişi
dealer
tüccar

Tom bir sanat tüccarı. - Tom is an art dealer.

Tüccar onun cehaletinden faydalandı ve resmi çok ucuz aldı. - The dealer took advantage of her ignorance and bought the picture very cheap.

dealer
kâğıtları dağıtan kimse
dealer
{i} borsada kendi hesabına işlem yapan kimse
dealer
{i} kâğıt dağıtan kimse
dealer
{i} krupiye

Tom eski bir krupiyedir. - Tom is a former casino dealer.

dealer
Dağıtıcı
Английский Язык - Английский Язык
dealer
one who peddles illicit drugs, especially to teenagers

    Расстановка переносов

    one who peddles il·lic·it drugs, es·pe·cial·ly to teenagers

    Произношение

Избранное