one who owns (something)

listen to the pronunciation of one who owns (something)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one who owns (something) в Английский Язык Турецкий язык словарь

owner
sahip

Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir. - Cats show emotional habits parallel to those of their owners.

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır. - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.

owner
mal sahibi

Bizim binamızda yaşayan bir sürü insan mal sahibinden hoşlanmıyor. - A lot of people living in our building don't like the owner.

Ben telefonda mal sahibi ile konuşuyorken Polis çekilmiş silahları ile geldi. - Cops came with guns drawn, as I was talking to the owner on the phone.

owner
yapı sahibi
owner
(Kanun) mutasarrıf
owner
(Askeri) donatan
owner
(Bilgisayar) sahibi

Bu evin sahibi Sayın Yamada'dır. - The owner of this house is Mr. Yamada.

Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti. - Tom ended up becoming the owner of the company.

owner
sahip mal sahibi
owner
sahip Sahibi
owner
{i} sahip, iye, malik
owner
ownership mülkiyet
owner
(Nükleer Bilimler) kurucu
owner
{i} kiraya veren
owner
sahiplik

ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir. - The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.

owner
owneroccupied ing sahibinin oturduğu
Английский Язык - Английский Язык
owner