Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
Mal sahibi mağazanın üstünde yaşıyor.
- The owner lives above the store.
Bizim binamızda yaşayan bir sürü insan mal sahibinden hoşlanmıyor.
- A lot of people living in our building don't like the owner.
Tom şirketin sahibi olmaktan vazgeçti.
- Tom ended up becoming the owner of the company.
Tom TV'yi evin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.
- Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
- The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.