O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
- Sweet words bring the snake out of its hole.
Sadece yedi gün daha ve sonra tatlımı tekrar göreceğim.
- Just seven more days — then I'll see my sweetie again.
Niçin ağlıyorsun, tatlım?
- What are you crying about, sweetheart?
Tatlı şeyler ve kitaplardan zevk alırım.
- I appreciate sweet things and books.
Aşktan dolayı katlandığın acı herhangi bir zevkten çok daha tatlıdır.
- The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
Kız kardeşim şekerlemeleri sever.
- My sister likes sweets.
Çok şekerleme yediğim için şişmanlıyorum.
- I am getting fat because I eat a lot of sweets.
Güller tatlı hoş bir koku yayıyorlar.
- Roses emanate a sweet fragrance.
Alice hoş kokulu bir parfüm kullanıyor.
- Alice is wearing a sweet-smelling perfume.
Bahçedeki çiçekler güzel kokuyor.
- The flowers in the garden smell sweet.
Çiçekleri güzel kokuyor.
- Their flowers smell sweet.
Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
- Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
O, tatlı şeyleri sevmiyor.
- He doesn't care for sweet things.
Tatlı şeylere dayanamam.
- I can't resist sweet things.