one who comes from a foreign land; a foreigner

Английский Язык - Турецкий язык

Определение one who comes from a foreign land; a foreigner в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

stranger

{i} yabancı

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Buralarda bir yabancıyım. - I'm a stranger in these parts.

stranger

el

stranger

yaban

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Adam tam bir yabancıydı. - The man was a total stranger.

stranger

dışarıdan gelen kimse

stranger

bir işin yabancısı veya acemisi

stranger

{i} acemi

stranger

(Askeri) (BEARING, DISTANCE, ALTITUDE) "STRANGER" KODU: Hava önlemede "size göre yönü, mesafesi ve irtifaı belirtilen şekilde olan kimliği belirsiz uçak" anlamına gelen kod

stranger

{i} işin yabancısı

stranger

hakkı olmadan bir işe karışan kimse

Английский Язык - Английский Язык

Определение one who comes from a foreign land; a foreigner в Английский Язык Английский Язык словарь

stranger

Расстановка переносов

one who co·mes from a for·eign land; a for·eign·er