Bir keresinde babanla karşılaştım.
- I met your father once.
Bir keresinde bir panda gördüm.
- I have seen a panda once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I once met him when I was a student.
Sana eskiden hiç söz etmedim.
- I never mentioned you once.
Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
- People rarely come to see you once you are retired.
Emekli olur olmaz tüm zamanımı Tatoeba'ya ayıracağım.
- Once I retire, I will dedicate my whole time to Tatoeba.