Bir keresinde bir panda gördüm.
- I have seen a panda once.
Bir kerede iki yerde olamazsın.
- You can't be two places at once.
Mary'nin açıklamaları beni büyüledi ve birdenbire beni üzdü.
- Mary's explanations enchanted me and desolated me all at once.
Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.
- That dispute has been settled once and for all.
Sana eskiden hiç söz etmedim.
- I never mentioned you once.
Sarhoş olur olmaz terbiyesini takınmaz.
- He doesn't behave himself once he's drunk.
Çocukların olur olmaz anlayacaksın.
- You'll understand once you have kids.