Yolun kenarında duruyordu.
- He was standing at the side of the road.
Tom ve Mary yaralı adamı yol kenarına taşıdılar.
- Tom and Mary carried the injured man to the side of the road.
Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor.
- The umpire sits in a high chair at the side of the court.
O, yan tarafında bir ağrı hissetti.
- She felt a pain in her side.
Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında.
- The exit is on the right side of the direction of travel.
Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.
- I just discovered the dark side of Tatoeba.