Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

onaylayarak

listen to the pronunciation of onaylayarak
Турецкий язык - Английский Язык
affirmatively
in the affirmative
approvingly

Tom smiled approvingly. - Tom onaylayarak gülümsedi.

Tom watched approvingly. - Tom onaylayarak izledi.

confirming
onayla
approve of

Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving. - Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.

Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving. - Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.

onayla
{f} approve

Father will never approve of my marriage. - Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.

My mother finally approved of our plan. - Annem sonunda planımızı onayladı.

onayla
acknowledged
onayla
(Bilgisayar) confirm

I will confirm my plane reservation. - Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.

I will call in order to confirm it. - Bunu onaylamak için arayacağım.

onayla
(Bilgisayar) verify
onayla
(Bilgisayar) check

Please endorse this check. - Lütfen bu çeki onayla.

onayla
{f} attesting
onayla
{f} approved

More than one hundred nations have approved the treaty. - Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.

Spain approved the treaty. - İspanya antlaşmayı onayladı.

onayla
{f} validating

Validating an angry client's feelings is an effective way of defusing the situation. - Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.

onayla
{f} validated
onayla
approbate
onayla
{f} confirmed

Tom's doubts have been confirmed. - Tom'un şüpheleri onaylandı.

The spokesman confirmed that the report was true. - Sözcü raporun doğru olduğunu onayladı.

onayla
avouch
onayla
validate
onayla
{f} certified
onayla
certify
onayla
{f} acknowledge

Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is. - Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor.

onayla
corroborate

Tom corroborated Mary's story. - Tom Mary'nin hikayesini onayladı.

onayla
okay
onayla
probate
onayla
confirming
onaylayarak
Избранное