on top of the world

listen to the pronunciation of on top of the world
Английский Язык - Турецкий язык
çok mutlu
çok mutlu olmak
sevinçli
mutlu olmak
dünyanın zirvesinde
(deyim) mutlu olmak;sevincten ucmak
on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
ayrıca
on top of
üstüne

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Kedi masanın üstünde oturuyor. - The cat is sitting on top of the table.

Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor. - Two children are sitting on top of the fence.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Tom bir terfi aldıktan sonra kendini dünyanın tepesindeymiş gibi hissediyordu. - Tom was feeling on top of the world after getting a promotion.

Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu. - St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.

be on top of the world
dünyalar onun olmak
on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
be on top of the world
dünyanın zirvesinde olmak
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
to be on top of the world
ayakları yere değmemek
be on top of the world
{k} çok mutlu olmak, sevinçten uçmak
on top of
-in tepesinde
Английский Язык - Английский Язык
Delighted; ecstatic; exceptionally pleased, happy, or satisfied

He was on top of the world after she agreed to marry him.

on cloud nine, in seventh heaven, on a natural high
on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
on top of the world

    Турецкое произношение

    ôn tôp ıv dhi wırld

    Произношение

    /ˈôn ˈtôp əv ᴛʜē ˈwərld/ /ˈɔːn ˈtɔːp əv ðiː ˈwɜrld/
Избранное