Emirlerle hareket ediyordu.
- He was acting on orders.
1998'de Tom'un ölümü üzerine, Mary, onun meziyetlerini öven bir konuşma yaptı.
- On Tom's death in 1998, Mary paid tribute to his personal qualities.
Bugünkü kahvaltım: peynirli tost üzerine sahanda yumurta.
- For my breakfast today: fried egg on toast with cheese.
Kayakları arabanın üstüne koydu.
- He put the skis on top of the car.
Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
- Put this book on top of the others.
Let's go on to item 3 in the list.
... things that you can do in order to cope ...
... in order to make sure that Social Security is there for the future. ...