Yanımda hiç param yok.
- I don't have any money on me.
Mektup şimdi yanımda değil.
- I don't have the letter on me now.
beers on me - biralar benden.
Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
- On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
Onun üzerinde adım var.
- It has my name on it.