Bu aylarda tek başımaydım.
- I was on my own during these months.
Onu tek başıma yapmayı tercih ederim.
- I prefer to do it on my own.
İşi kendi kendime bitirdim.
- I finished the job on my own.
Tom şu anda kendi başına.
- Tom is on his own now.
Tom onu kendi başına yaptı.
- Tom did that on his own.
Oraya kendi başınıza gitmeye çalışın.
- Try to drive there on your own.
Bu sorunu kendi başınıza çözün.
- Solve this problem on your own.
Tom ve Mary onu kendi kendilerine yapıyorlar.
- Tom and Mary are doing that on their own.
A seven-year-old can get dressed on his own, but it might take a long time.
... own son, her own granddaughter, her own great-great-great grandfather, her own great-great-great grandmother. ...
... in her own life. ...