on, on top of

listen to the pronunciation of on, on top of
Английский Язык - Турецкий язык

Определение on, on top of в Английский Язык Турецкий язык словарь

atop
{e} daha iyi
on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
ayrıca
on top of
üstüne

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı. - Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.

Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar. - A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Tom bir terfi aldıktan sonra kendini dünyanın tepesindeymiş gibi hissediyordu. - Tom was feeling on top of the world after getting a promotion.

Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu. - St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.

atop
üstte
on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
atop
{e} üstünde

Kadın masanın üstündedir. - The woman is atop the table.

atop
netice olan
atop
{e} üstüne
atop
üzerinde
atop
tepede
atop
üstündeki
atop
{e} üstün

Kadın masanın üstündedir. - The woman is atop the table.

atop
edat
atop
sonek netice veren
atop
sonek narrator hikâyeci
atop
tepesinde

Dağın tepesinde bir tapınak vardır. - There is a shrine atop the mountain.

atop
üzerine
on top of
-in tepesinde
Английский Язык - Английский Язык
{e} atop
on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
on, on top of

    Произношение

    Видео

    ... trillion tax cut on top of $2 trillion of additional spending for our military. And ...
    ... What we are doing in eduction on top of platforms like ...
Избранное