Once I retire, I will dedicate my whole time to Tatoeba.
- Emekli olur olmaz tüm zamanımı Tatoeba'ya ayıracağım.
People rarely come to see you once you are retired.
- Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
Yes, it happens from time to time.
- Evet, o zaman zaman olur.
You'd better not tell Tom about what Mary did yesterday.
- Mary'nin dün yaptığından Tom'a bahsetmesen iyi olur.
I would be grateful for your approval of this request.
- Bu talebin onaylanması için minnettar olurdum.
You had better talk as clearly as you can.
- Elinden geldiğince açık konuşsan iyi olur.
If you are to go to America, you had better learn English conversation.
- Amerika'ya gideceksen, İngilizce konuşmayı öğrensen iyi olur.
Please don't smoke cigarettes no matter what.
- Lütfen ne olursa olsun sigara içme.
What tea do you drink? Is lemon tea okay?
- Ne çayı içersiniz? Limon çayı olur mu?
What tea do you drink? Is lemon tea okay?
- Ne çayı içersin? Limon çayı olur mu?
If you need anything, you can call, alright?
- Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa arayabilirsin, tamam mı?
All right, do it your own way, but don't blame me if you fail.
- Pekala, onu kendi tarzınla yap fakat başarısız olursan beni suçlama.
Is it all right if I leave early this afternoon?
- Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu?
Call me if there's anything I can do.
- Yapabileceğim bir şey olursa beni ara.
If there's anything I can do for you, please let me know.
- Senin için yapabileceğim bir şey olursa, lütfen bana bildir.