If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.
- Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.
I will try to avoid tunnels as much as possible.
- Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
I think that globalization has negative effects as well as positive.
- Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum.
He is handsome as well as rich.
- Zengin olduğu kadar yakışıklı da.
Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
- Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.