Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- The old man lives by himself.
Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
- The old man caught a big fish.
İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.
- The old man's anger melted.
Yaşlı adama torunu tarafından eşlik edildi.
- The old man was accompanied by his grandchild.
Yaşlı adama erkek torunu tarafından eşlik edildi.
- The old man was accompanied by his grandson.
Tom huysuz yaşlı bir ihtiyar.
- Tom is a grouchy old man.
İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.
- The old man's anger melted.
Bütün eski arkadaşlarının isimlerini bilmek istemiyorum.
- I don't want to know all your old boyfriends' names.
Onlar çok eski dostlar.
- They're very old friends.
O, eski dostlarımdan birisidir.
- He is one of my old friends.
Always shouts out something obscene / Such a dirty old man.
Listen, old boy, I've got some news.
Old mate dropped by and we watched the cricket for a bit.
We were sitting at the bar when old mate came and asked us for a cigarette.
... of time. But now Jim is an old man, he's an old man about to retire. So on his retirement ...